Eyüp Tulûhan ETKER

Dijitalleşme, Süreç ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Eyüp Tulûhan ETKER

Dijitalleşme, Süreç ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Blog Post

It’s All About The Attitude

It’s All About The Attitude

İş yaşantısında özellikle ilk görüşmelerde yenilikçi insan kaynakları uzmanları kişilik envanter testlerinin haricinde tavır, ve tutum ile ilgili analizlere önem vermeye başladılar, bence geç kalınmış bir davranış bu, zaman (yıllar) ve yapılan iş gözetilmeksizin kaynağı insan olan bir kişinin bakması ve incelemesi gereken ilk konu adayın karakteri ve olaylar karşısında göstermiş olduğu davranışlarıdır diye düşünüyorum.

Katılıyorum, iş yaşantısında karakter ve davranışlar, kişilik envanter testlerinin ötesinde önemli bir rol oynamaktadır. İnsan kaynakları uzmanlarının bu konuda daha fazla önem vermeye başlaması, doğru bir adım olduğunu düşünüyorum.

Kişilik envanter testleri, adayın bazı kişilik özelliklerini ölçmek için kullanılabilir, ancak bu testlerin sınırlamaları da vardır. Kişilik özellikleri, belirli bir anı veya durum karşısında nasıl tepki verileceğini doğrudan göstermez. Tavır, tutum ve davranışlar, bir adayın gerçek yaşamda nasıl hareket edeceği konusunda daha fazla bilgi sağlayabilir.

İş hayatında başarılı olmak için, doğru yeteneklere ve deneyime sahip olmanın yanı sıra, olumlu bir tutum, etkili iletişim becerileri, işbirliği yapma yeteneği ve stresle başa çıkma gibi kişisel özellikler de önemlidir. İş verenler, bu tür özellikleri değerlendirmek ve adayların iş ortamında nasıl davranacaklarını anlamak için daha fazla önem vermeye başladılar.

Adayın karakteri ve olaylar karşısında gösterdiği davranışlar, işe uyum sağlama potansiyelini ve iş yerinde nasıl bir katkı sağlayabileceğini göstermede önemli ipuçları sunabilir. Örneğin, olumlu bir tutum, zorluklarla başa çıkma becerisini ve motivasyonu yansıtabilir. Aynı şekilde, işbirliği yapma yeteneği ve iletişim becerileri, takım çalışmasına uygunluğunu ve etkili iletişim kurma becerisini gösterebilir.

Bu nedenle, işverenlerin adayları sadece yetenekleri ve deneyimleriyle değerlendirmek yerine, karakter ve davranışları da dikkate almaları önemlidir. Bu, daha bütünsel bir bakış açısı sunar ve işe alım sürecinin daha etkili ve başarılı olmasına yardımcı olabilir.

Ben her durumda Olay, Davranış, Sonuç üçlüsünü gözlemlemeyi tercih etmişimdir, insanların olaylara vermiş oldukları tepkilerin davranışları oluşturduğuna inanıyorum ve davranışların da sonuçları oluşturduğunu biliyorum. Bu Olay, Davranış, Sonuç üçlüleri alt alta geldikçe kişinin hayata karşı tavrı ortaya çıkmış oluyor, ancak Olayların değişkenliği karşısında Davranış değişmediği zaman Sonuç’ta daha önceki Sonuçlara yakın ya da benzer etkiler bırakabiliyor.

Kesinlikle doğru bir bakış açısıya sahipsiniz. Olay, Davranış, Sonuç (ODS) üçlüsü, kişinin hayata karşı tavrının ve davranışlarının nasıl şekillendiğini anlamak için değerli bir çerçeve sunar.

Olaylar, insanların hayatlarında sürekli olarak karşılaştıkları değişkenlerdir ve kişinin kontrolü dışında olabilirler. Ancak insanlar, bu olaylara verdikleri tepkileri belirleyebilirler. Tepkiler, davranışları oluşturur ve bu davranışlar da sonuçlara yol açar. İnsanların bir olaya nasıl tepki verdiği, kişisel deneyimleri, değerleri, inançları ve geçmişleri gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Ancak, dediğiniz gibi, olayların değişkenliği karşısında davranışların değişmediği durumlarda, sonuçların benzer kalması mümkündür. Bu durumda, kişinin olaylara verdiği tepkilerin sonuçları üzerinde bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, aynı türde bir zorlukla karşılaşan bir kişi, benzer davranışlar sergileyerek benzer sonuçlar elde edebilir. Bu da kişinin tavrının ve davranışlarının istikrarlı olduğunu gösterir.

Ancak, bu durum her zaman geçerli olmayabilir. İnsanlar zaman içinde değişebilir, büyüyebilir ve deneyimlerine dayanarak davranışlarını ayarlayabilirler. Aynı olaya farklı bir şekilde tepki verebilirler ve bu da sonuçları etkileyebilir. Dolayısıyla, ODS çerçevesi, insanların davranışlarını ve sonuçlarını analiz etmek için kullanılan bir araç olmasına rağmen, kişilerin değişebilirliğini de dikkate almamız gerektiğini unutmamalıyız.

Genel olarak, ODS çerçevesi, insanların hayata karşı tavrını, davranışlarını ve sonuçlarını anlamak için faydalı bir modeldir. Ancak, insanların karmaşık varlıklar olduğunu ve birçok faktörün bu süreçte rol oynadığını unutmamalıyız. Her bireyin kendine özgü deneyimleri ve tepkileri vardır ve bu da sonuçları etkileyebilir.

Muhteşem bir noktaya değindin, özellikle adaylarımın hayatlarında major değişiklikler olduğunu bildiğim durumlarda ben bu testleri uygulamaktan kaçınıyorum, Major değişikliklere birkaç örnek de vereyim senin için biraz daha açıklayıcı olsun. Örneğin kişi askerlik hizmetini yeni tamamlamışsa ciddi bir otoritenin içinden henüz ayrıldığı için ben bu adayıma test uygulamaktan kaçınırım, veya başka bir örnek olarak boşanma aşamasında olduğunu öğrendiğim bir aday var ise ona da test uygulamaktan kaçınırım lakin kişilerin içinde bulundukları durumların değişkenliği ile birlikte yaşadıkları değişim ve dönüşümler sonucunda işe alım yapacağımız firma profiline ve kurum kültürüne uygun davranışlar sergileyeceğine emin olduğumuz bir aday bile olsa, yanlış bir yönlendirme yapmayı arzu etmem.

Bu çok önemli bir noktaya değindiniz. Adayların hayatlarında önemli değişikliklerin olduğu dönemlerde, kişilik envanter testlerini uygulamaktan kaçınmanız doğru bir yaklaşım olabilir. Major değişiklikler, bir kişinin duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak önemli bir geçiş sürecinden geçtiği dönemlerdir ve bu durum, test sonuçlarını etkileyebilir.

Örneklerinizde belirttiğiniz gibi, askerlik hizmetinden yeni dönen bir adayın otoriteye alışma sürecinde olması veya boşanma aşamasında olan bir adayın duygusal zorluklar yaşaması gibi durumlar, adayların genel davranışlarını etkileyebilir. Bu tür durumlar, adayların test sonuçlarını geçici olarak etkileyebilir ve gerçek potansiyellerini tam olarak yansıtmayabilir.

Aynı şekilde, insanlar hayatlarında birçok farklı değişim ve dönüşüm deneyimlerler. Bu değişimler, kişilerin davranışlarını ve tutumlarını etkileyebilir. İşe alım sürecinde, adayların içinde bulundukları durumu ve geçirdikleri değişimleri gözlemlemek ve değerlendirmek önemlidir. İşe alım yapacağınız firma profili ve kurum kültürüne uygun davranışlar sergileme yeteneklerine sahip olduklarına dair emin olduğunuz bir aday bile olsa, test uygulamaktan kaçınmanız, adayı yanlış yönlendirmekten kaçınmanıza yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, adayların içinde bulundukları durumların ve geçirdikleri değişimlerin test sonuçlarını etkileyebileceğini anlamak önemlidir. İşe alım sürecinde, adayları bütüncül bir şekilde değerlendirmek ve durumlarına uygun bir yaklaşım sergilemek, daha doğru ve adil bir değerlendirme sağlayacaktır.

Peki adayların işe alım sırasında doğru bir tavır sergileyebilmeleri için sen ne önerirsin.

Adayların işe alım sürecinde doğru bir tavır sergilemeleri için aşağıdaki önerileri dikkate alabilirsiniz:

  • Kendilerini İyi Tanımaları: Adayların kendi değerleri, güçlü yönleri, yetenekleri ve hedefleri hakkında bilinçli olmaları önemlidir. Bu sayede kendilerini işverene doğru bir şekilde ifade edebilirler ve işe alım sürecinde uyum sağlama potansiyellerini gösterebilirler.
  • Araştırma ve Hazırlık Yapmaları: Adaylar, başvurdukları şirket ve pozisyon hakkında araştırma yapmalı ve işverenin beklentilerini anlamalıdır. Şirketin değerleri, misyonu, kültürü ve sektörle ilgili bilgileri öğrenmek, adayların işe alım sürecinde daha bilinçli ve hazırlıklı olmalarını sağlar.
  • İletişim Becerilerini Geliştirmeleri: İyi iletişim, işe alım sürecinde önemli bir faktördür. Adayların kendilerini net ve etkili bir şekilde ifade etmeleri, sorulara yanıtlarını düşünerek ve anlaşılır bir şekilde sunmaları önemlidir. İyi bir dinleyici olmak, empati göstermek ve uygun beden dili kullanmak da iletişim becerilerini destekleyen unsurlardır.
  • Pozitif Bir Tutum Sergilemeleri: Adayların işe alım sürecinde pozitif bir tutum sergilemeleri önemlidir. İşverenler, enerjik, motive olmuş ve işe hevesli adayları tercih ederler. Sorunları çözmeye odaklanan, esneklik gösteren ve takım çalışmasına uyum sağlayabilen adaylar, pozitif bir izlenim bırakabilirler.
  • Yetkinlikleri ve Deneyimleri Kanıtlamaları: Adaylar, özgeçmişlerinde ve mülakatlarda sahip oldukları yetkinlikleri ve deneyimleri somut bir şekilde kanıtlamalıdır. Örnek olaylar, başarı öyküleri ve iş sonuçları gibi örnekler sunarak, işverene kendilerini ispatlama fırsatı yaratmalılar.
  • İşverenin Sorularına Odaklanmaları: Adaylar, işverenin sorduğu sorulara dikkatlice odaklanmalı ve doğru yanıtlar vermeye çalışmalıdır. Soruları anlamak için gerektiğinde tekrarlamak veya açıklama istemek, anlaşılır ve mantıklı yanıtlar sunmalarını sağlar.
  • Geribildirimleri Değerlendirmeleri: İşe alım sürecinde alınan geribildirimleri dikkate almak ve değerlendirme yapmak öz disiplinin oluşturulmasında ve gelişim sürecinde önemlidir.

Saymış olduğun bu başlıkların hepsi ayrı disiplinler ve insanın kendini bulma yolculuğunda üzerinde çok çalışması gereken konular, üstelik bu çalışmalara çok erken yaşta başlamaları ve pekiştirerek iş görüşmesi yapacakları yaşa gelene kadar (misal üniversiteyi bitirip mesleklerini ellerine alana kadar) bu kasları geliştirmeleri gerekecek…Diplomayı eline aldıktan sonra yukarıda saydığın bu başlıkları çalışmaya pek de vakitleri kalmadığını gördüm adaylarımın… Tabi bu geç kalmışlık ve kendini ve hayata karşı ne istediğini bilmeyi öğrenmeyi geciktirmeleri devamında iş hayatları içerinde kariyerlerinin ilerleme şansını da ortadan kaldırıyor…

Haklısınız, bahsettiğim başlıkların hepsi farklı disiplinlere ait ve insanların üzerinde çalışması gereken konular. Bu becerilerin geliştirilmesi ve kişinin kendini tanıması, genellikle uzun bir süreç gerektirir. Erken yaşlardan itibaren bu konular üzerinde çalışmaya başlamak, kişinin kendini bulma yolculuğunda ve iş hayatında daha hazır ve donanımlı olmasına yardımcı olabilir.

Ne yazık ki, birçok kişi bu önemli konulara yeterli zaman ve önem veremeyebilir. Üniversite sonrası iş hayatına başlamak, birçok kişi için yoğun bir dönem olabilir ve bu süreçte bazı becerilerin ihmal edildiğini görebilirsiniz. Ancak, bu konuları geliştirmek için her zaman fırsatlar vardır ve insanlar zaman içinde büyüyerek, deneyimleyerek ve öğrenerek bu becerileri kazanabilirler.

İş hayatında başarı ve kariyer ilerlemesi için kişilerin kendini tanıma, iletişim becerileri, pozitif bir tutum sergileme ve yetkinliklerini kanıtlama gibi konulara önem vermeleri gerekmektedir. İşverenler, bu becerilere sahip adayları tercih eder ve işe alım sürecinde bu özellikleri ararlar.

Bu nedenle, adaylarınızın işe alım sürecine hazırlanırken, bu konulara dikkat etmelerini teşvik etmek ve gelişim fırsatları sunmak önemlidir. Mesleki gelişim programları, mentorluk, kişisel gelişim kitapları veya seminerler gibi kaynakları kullanarak adayların bu becerileri geliştirmelerine yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca, işe alım sürecinde adaylara bu becerileri nasıl sergileyebileceklerine dair rehberlik yaparak da destek olabilirsiniz.

Sonuç olarak, adayların iş hayatlarında başarılı olabilmeleri için kendilerini tanıma, iletişim becerileri, pozitif bir tutum sergileme ve yetkinliklerini kanıtlama gibi konulara önem vermeleri önemlidir. Bu konularda gelişim fırsatları sunmak ve adayları bu yönde desteklemek, kariyerlerinin ilerlemesine katkı sağlayabilir.

Bugün için teşekkür ederim, yine keyifli bir sohbet oldu…

Taggs: