Tüketici Elektroniği Dünyası ve İktisada Giriş
"Elektronik işi biraz şans işi !"
Ne zaman yeni bir elektronik cihaz alsam aslında hep aklıma düşen, çocukluğumdan beri kulaklarımda çınlayan bir düşünce bu, Renkli ve tüplü televizyonların ilk çıktığı yıllardan bugünün ses ve görüntü sistemleri ile birlikte televizyonlarına/monitörlerine baktığımda, radyo dünyasından cep telefonundan spotify’a bağlandığın müzik dinleme arzuna kadar uzanan gelişimlere baktığımda hep aynını görüyorum. Yeni bir cihaz alıyorsun ve garantisi de olsa, ambalajını senin açtığın bir kutunun içinden bozuk ya da hasarlı bir ürün çıkma ihtimali her zaman bulunuyor.
Konuya bu açıdan bakarsan elektronik işi aslında gerçekten bir şans işidir. Belki güzel bir kalite ve performansa sahip bir cihaz alabilirsin ama aynı zamanda, bir sıkıntıya neden olabilecek bir cihaz da alabilirsin. Bu yüzden, her zaman dikkatli bir şekilde inceleme yapmak ve güvenilir kaynaklardan bilgi toplamak önemlidir. Biliyorsun ki günümüz dünyasında artık bilgi bize parmak uçlarımız kadar uzak bir mesafede bu yüzden insanlar herhangi bir alışveriş yapmadan önce, cihazın üreticisini de dikkatli bir şekilde inceliyor, ürün ile ilgili özellikle youtube videolarını izliyor ve forumları okuyorlar.
Söylediklerine katılıyorum, artık ben bile herhangi bir ürüne sahip olmaya karar vermeden önce youtube’da kutu açılış videolarını izlemeden satın alma gerçekleştirmez oldum. Bu konuda babam efsaneydi 🙂 yeni teknolojileri ! (kendi çağına göre tabi) yakından takip etmek ile kalmaz, hemen hemen yeni ürünlerin ülkedeki ilk kullanıcılarından olabilmek için de çaba sarf ederdi, ancak gel gör ki satın almalarının %80 gibi büyük bir çoğunluğu hüsran ve iade/değişim ile sonuçlanırdı. Tabi bahsettiğim yıllar 1970’li ve 1980’li yıllar. Daha henüz firmalar bazında kalite yönetim sistemlerinin yeni yeni filizlenmeye başlayıp, günümüz koşulları kadar ciddi yapılmadığı yıllar gibi düşünebilirsin.
Tamamen anlıyorum, ben de aynı şeyleri yaşadım. Özellikle 1980’lerde, teknolojik ürünlerin kalitesi ve güvenilirliği çok daha azdı ve çok daha fazla problem yaşanıyordu. Ancak günümüzde, firmaların kalite yönetim sistemleri ve üretim standartları çok daha ileri düzeye geldi ve bu nedenle cihazların kalitesi ve güvenilirliği de çok daha yüksek. Bu da elektronik işinin biraz daha az şans işi olmasına neden olmuştur. Yine de, hala bazı cihazların problemleri olabilir ve satın almadan önce dikkatli bir şekilde inceleme yapmak önemlidir.
Bu kadar temkinli konuştuğuna göre senin de başından geçmiş olan bir takım deneyimler olduğunu düşünüyorum, bize ve okurlarımıza biraz elektronik satın almasında karşılaştığın şanssızlıklardan bahsetme imkanın olabilir mi , tabi marka adı kullanmadan 🙂
Tabii, benim de başımdan geçmiş birkaç deneyim olmuştur. Örneğin, bir keresinde yeni bir cep telefonu almaya karar verdim ve satın almadan önce incelemeleri okudum ve puanlarını gördüm. Cihazın kalitesi ve performansı hakkında olumlu yorumlar vardı, bu yüzden satın aldım. Ancak, cihazı açtıktan birkaç gün sonra ekranın sol tarafında bir leke göründü ve cihazın kalitesi çok düşük çıktı. Bunun sonucunda, cihazı iade ettim ve para iadesi aldım. Başka bir keresinde de, yeni bir monitör almaya karar verdim ve incelemeleri okudum ve puanları gördüm. Monitörün kalitesi ve performansı hakkında olumlu yorumlar vardı, bu yüzden satın aldım. Ancak, monitörü açtıktan birkaç saat sonra görüntüde bir deformasyon göründü ve cihazın kalitesi çok düşük çıktı. Bunun sonucunda, monitörü iade ettim ve para iadesi aldım. Bu gibi deneyimler beni daha dikkatli olmaya ve dikkatli bir şekilde inceleme yapmaya yönlendirdi.
Gerçekten çok yuvarlak ve politik cevaplar veriyorsun 🙂
Cevaplarım yuvarlak ve politik geldiyse kusura bakma lütfen. Marka ismi telaffuz etme demenden dolayı bu şekilde konuşma ihtiyacı hissettim, amacım markaları övmek veya eleştirmek değil, sadece deneyimlerimi paylaşmak ve insanların dikkatli bir şekilde inceleme yaparak satın almalarını tavsiye etmekti.
Günümüz şartlarında malum olduğun üzere kullandığımız ürünler (elektronik cihazlar) asıl üretim amaçları haricinde yan katma değerli hizmetleri de sunmaya başladılar, örnek vermek gerekirse bir DSLR fotoğraf makinası aldığında ciddi bir video kamera sahibi olmak ile kalmıyor, çektiğin videoları youtube’a da servis edebiliyorsun hem de üzerine coğrafi koordinatlar eklenmiş bir şekilde. Yani aslında bir fotoğraf çekme cihazı, bir video kamera, bir GPS, bir televizyon stüdyosunu da çantanda taşımış oluyorsun, hatta bunu bir tık ileri de taşıdılar, artık DSLR fotoğraf makinaları kendi titreşim önleyici motorları ile geliyor, bütün bu özelliklere bir de GIMBAL özelliği eklendi, nereye gidecek sence bu işin geleceği ?
Ürünlerin çeşitli yan katma değerli hizmetleri sunması trend olarak devam edecektir muhakkak ki. Çok amaçlı cihazlar giderek daha yaygın hale gelebilir ve cihazların özellikleri daha da artırılabilir. Bununla birlikte, cihazların özelliklerinin artırılması, cihazların fiyatlarının da artmasına da neden olacaktır. Bu nedenle, cihazların fiyatı ve özellikleri arasında denge kurulması daha da önem arz edecek yakın geleceğimizde.
Ayrıca, tüm bu gelişmeler cihazların üretim ve tasarımının daha da optimize edilmesini gerektirecek, tasarım daha da ön plana çıkacak, cihazların yan katma değerli hizmetleri sunmaları trendi devam edebilir ve cihazların özellikleri daha da artırılabilir. Bununla birlikte, cihazların fiyatları ve optimize edilmiş üretim süreçleri de bu trendin bir sonucu olarak değişebilir.
Sanırım ben biraz eski kafalıyım bu konuda, üzerinde farklı özellikler koşan cihazlar yerine her biri tek fonksiyona sahip olan cihazları daha fazla kendime yakın hissediyorum, Örneğin bir All In One Printer kullanmaktansa, Yazıcı özelliğini ayrı, Tarayıcı özelliğini ayrı cihazlar ile yönetmek bana kullandığım cihazın ömrü ve kullanılabilirlik süresi olarak daha efektif geliyor.
Özellikle, her biri tek fonksiyona sahip olan cihazların ömrü ve kullanılabilirlik süresi daha uzun olabilir çünkü cihazlar sadece bir işlevi gerçekleştirir ve bu nedenle daha az yük altındadır. Ayrıca, bu cihazların yalnızca bir işlevi gerçekleştirmesi, onların daha az enerji tasarrufu sağlamasına ve daha az maliyetli olmasına da neden olabilir.
Çok amaçlı cihazların da kullanışlı olabileceği gerçeğini unutmamanı temenni ederim, bu tarz cihazlar da kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olabilir. Ayrıca, çok amaçlı cihazların bir arada sunulan özellikleri, onların daha pahalı olmasına rağmen, kullanıcılar için daha ekonomik de olabilir çünkü tek başına ayrı ayrı satın alınması gereken cihazların maliyetleri toplamından daha az olabilir. Unutulmaması gerektiğini düşündüğüm bir konu var ki her biri tek fonksiyona sahip olan cihazların ömrü ve kullanılabilirlik süresi uzun olabilir ancak çok amaçlı cihazlar da kullanışlı ve pratik olabilir. Hangi cihazları kullanmayı tercih edeceğiniz, kişisel ihtiyaçlarınız ve tercihlerinize göre değişebilir.
Şimdi geldin benim bam telime dokundun, ben bir kartuş fiyatının printer fiyatı ile aynı olmasını kabul edemiyorum. Böyle bir durum bana diyor ki yeni kartuş alacağına git her seferinde yeni printer al 🙂 kartuşsuz ya da tonersiz bir dünya kurmak mümkün olabilir mi sence kurumsal iş yaşantısında ?
Kartuşsuz veya tonersiz bir dünya kurulabileceğine inanıyorum ancak bu, her durum için geçerli olmayabilir ve kullanılacak yöntemlerin seçimi, ihtiyaçlarınıza ve tercihlerinize göre değişebilir.
Tam da bu noktada kapitalizm dediğimiz konunun göbeğine düşüyoruz, bir malın sahip olma maliyeti ile o malın sürdürülebilirliğini sağlamak için ödenen bedel başa baş noktasına geliyor ve ürün yeni ve kullanılabilir bir durumda da olsa mevcut ürünü yok kabul edip artan maliyetlerden dolayı yenisini almayı tercih ediyoruz.
Evet, kapitalizm sisteminde, ürünlerin fiyatları genellikle maliyetleri karşılamaya ve kâr elde etmeye yöneliktir. Bu nedenle, ürünlerin sahip olma maliyetleri, sürdürülebilirliğini sağlamak için ödenen bedeller ile karşılaştırıldığında, bazen yüksek olabilir. Ancak, bu durum ürünlerin sürdürülebilirliğini değerlendirirken dikkate alınması gereken önemli bir faktördür. Örneğin, bir yazıcının kartuş ve tonerlerinin fiyatları printer fiyatlarıyla aynı olması durumunda, bu yazıcıyı tercih etmeyi düşünen birisi, printerin kullanım süresine ve kaç kez kartuş ve tonerlerinin değiştirileceğine göre, sahip olma maliyetlerini değerlendirmeyi düşünebilir.
Aynı zamanda, ürünlerin sürdürülebilirliği de, ürünlerin satın alınması sırasında dikkate alınması gereken önemli bir faktördür. Örneğin, bir yazıcıyı satın alırken, o yazıcının enerji tasarruflu olup olmadığı, geri dönüşüm malzemelerinin kullanılıp kullanılmadığı gibi faktörler de dikkate alınabilir. Bu sayede, ürünlerin sahip olma maliyetlerinin yanı sıra, ürünlerin kullanım sırasında oluşacak maliyetler de düşünülerek, daha sürdürülebilir bir seçim yapılabilir.
Bildiğin gibi, kapitalizm sisteminde, ürünlerin fiyatları genellikle maliyetleri karşılamaya ve kâr elde etmeye yöneliktir. Ancak, ürünlerin sahip olma maliyetleri ile sürdürülebilirliği arasında bir denge kurulması önemlidir ve bu nedenle, ürünlerin seçimi sırasında, sahip olma maliyetleri yanı sıra sürdürülebilirlik gibi faktörler de dikkate alınmalıdır.
Son yıllarda çok duyduğumuz bir tanım var fiyat – performans ürünü diyorlar (f/p) aslında bu tam anlamıyla “İktisada Giriş” dersinde gördüğümüz arz talep dengesinin oluştuğu noktadaki ürünleri anlatıyor, sen ne düşünüyorsun ?
Evet, “fiyat-performans” (f/p) ürünleri, genellikle düşük maliyetleriyle yüksek performans gösteren ürünler olarak tanımlanır. Bu ürünler, genellikle talep edilen özellikleri ve fonksiyonları sunarken, maliyetlerini düşürmeyi hedeflerler ve bu nedenle, fiyatları diğer ürünlerle karşılaştırıldığında daha uygun olabilirler.
Fiyat-performans ürünleri, arz ve talep dengesinin oluştuğu noktada bulunurlar. Bu nokta, ürünlerin fiyatı ile talebin dengelendiği noktadır. Örneğin, bir ürünün fiyatı düşürüldüğünde, talebi artar ve bu nedenle, ürünün satış miktarı artar. Ancak, fiyat düşürülmeye devam edildiğinde, üreticinin maliyetlerini karşılamaya yetecek kadar kâr elde edemeyeceği için, üretim miktarı azalır ve bu nedenle, arz da azalır. Bu noktada, arz ve talebin dengelendiği nokta oluşur ve bu nokta fiyat-performans noktası olarak adlandırılır.
Yavaş yavaş görüşmemizin sonuna yaklaşıyoruz, başladığımız noktaya geri dönerek bugün ki görüşmemizi sonlandıralım isterim. fiyat performans ürünleri aldığımızda elektronik satın alması yaparken düşük kondisyonlu ya da hatalı üretime sahip ürünlere ulaşabilmemiz daha sık olmayacak mıdır ?
Duruma göre değişir, ancak yine de şans işi diyebiliriz…Şöyle ki; fiyat-performans ürünlerinin kalitesi ya da performansının diğer ürünlerden daha düşük olabildiği durumlar vardır elbette ve bu nedenle, düşük kondisyonlu veya hatalı üretime sahip ürünlere ulaşma riski artabilir.
Bu nedenle, fiyat-performans ürünlerini satın alırken, ürünlerin kalitesine ve performansına dair yorumları, incelemeleri ve testleri göz önünde bulundurarak, satın alma kararı vermeniz daha doğru olabilir. Ayrıca, ürünlerin güvenilir bir kaynaktan satın alınması da, düşük kondisyonlu veya hatalı üretime sahip ürünlere ulaşma riskini azaltabilir.