Eyüp Tulûhan ETKER

Dijitalleşme, Süreç ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Eyüp Tulûhan ETKER

Dijitalleşme, Süreç ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Blog Post

Dünya İnsanı Olmak

Ağustos 29, 2021 Mesleki Gelişim
Dünya İnsanı Olmak

Yarın; Dünyanın Her Yerinde Geçerli Kaliteye Sahip Olanların Olacaktır

Bu cümle ile ilk tanıştığımda sanırım ilkokulu bitirmiştim, bir gün babam bu yazıyı sticker olarak odamın kapısına yapıştırdığında henüz 10 yaşında olmadığımı hatırlıyorum, yıllar boyunca odama her girişimde gözüme çarpan bu yazının ne demek istediğini iş dünyasında birkaç senemi geçirene kadar anladım dersem size yalan söylemiş olurum…

Halâ da aradan geçen bunca zaman içerisinde karşılaştığım durumların hemen hemen hepsinde yeri gelip kafamı duvarlara vurmama neden olan bu cümle kulaklarımın içinde çınlamaktadır.

Öyle yada böyle bir şekilde üniversiteyi bitirebilmiştim, kendimce iyi olarak nitelendirebileceğim bir firmada, ufak da olsa bir pozisyonda çalışmaya başlamıştım ve bir şekilde kendime bir kariyer planı oluşturmuştum, ancak yükselmek için belirli yetenekleri ve mesleki yeterlilikleri geliştirmem gerektiğini idrak edebilmem sanırım iş yaşantımın üçüncü senesinde gerçekleşti. Seçmiş olduğum meslek içinde daha yetkin duruma gelebilmek için bir takım sertifikasyonları almam gerektiğini anlamıştım, bir şekilde “çıraklık” tan kurtulmamın zamanı gelmişti ve bir üst basamağa geçmeye hak kazanmak için mesleki donanımımı kuvvetlendirmekten başka bir çarem yoktu…

Peki sadece “Mesleki Donanımı Kuvvetlendirmek” yetecek miydi ?

İşin zor tarafı tüm bunları yapmak için yeterli zamanı nasıl yaratabileceğim konusuydu. Öyle ya, tam mesaili bir işim vardı, Eğitimlere ya iş çıkışında zaman ayırabilecektim, ya da hafta sonlarımı ayırmam gerekecekti, bir de bu eğitimlerin finansmanı konusu vardı ki o başlı başına bir problemdi. Yirmili yaşlarda olduğum dönemde inanın ki bu hiç de efektif gelmiyordu açık konuşmam gerekirse, mesai sonrasında yada hafta sonları yeni birşeyler öğrenmeye halim kalmayacağına kendimi inandırmayı başarmıştım bir şekilde, dışarıdaki yaşantı daha cezbedici geliyordu, arkadaşlarım ile buluşmak farklı organizasyonlar yapmak vs hep daha eğlenceliydi… Bu şekilde tam bir sene daha hiç birşey yapmadan, kendime artı bir değer katmadan zamanımın bana kalan kısmını gönlümce eğlenerek geçirmeyi başarmıştım. Ancak bu gidişe bir yerde dur demek gerektiğini de içten içe biliyor, odama her girişimde yukarıda paylaştığım cümleyi göz ucuyla görüyor, görmesem bile o yazının orada olduğunu bilmenin rahatsızlığını yaşıyordum.

Muhtelif zamanlarda Annem ve Babam ile yapmış olduğumuz mesleki gelişimim ile ilgili konuşmalarda olumlu/olumsuz eleştirilerine maruz kalıyordum, ancak insanın ailesinden gelen eleştiriler canını çok da fazla acıtmıyormuş, profesyonel yaşantınızda birlikte olduğunuz bir insandan bu şekilde bir eleştiri “performans görüşmesi” sırasında gelince tabiri caiz ise dünya başınıza yıkılıyor… Benim kırılma noktamın da tam bu şekilde gerçekleştiğini hatırlıyorum.

O görüşme sırasında neler konuşulmuş olduğunun şu an için bir önemi yok, ancak neler hissettirdiği konusuna gelirsek, ailem tarafından yapılan tüm yönlendirmelere rağmen sırf ben bir şeylerin farkına varamadığım için boşa geçen bir dönemden bahsetmek daha sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum. Üniversite döneminde neleri daha farklı yapsaydım, iş dünyasına atıldığımda daha bir farklı olabilirdim diye sorguladığımı hatırlıyorum kendimi. Aslında cevabı çok basit, zamanı yönetmeyi erken yaşlarda öğrenebilmiş olsaydım 24 saatin gerçekten çok uzun bir dilim olduğunu ve iyi yönetebilme kabiliyetini kazanabildiğinizde size mutlaka olumlu olarak geri döneceğini daha erken öğrenebilirdim örneğin…

Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi üniversite son sınıfa gelen ya da yaklaşan genç arkadaşlarım, kardeşlerimle çok zaman geçiriyorum, ve onlar zannediyorlar ki yaptığımız görüşmelerde gerek ben gerekse bir başkası, mentoru, ailesi vs. onlara yaşamın anahtarını çıkartıp vereceğiz, şunu mutlaka yapmalısın diye somut bir bildiride bulunacağız vs. keşke böyle bir imkanımız olsaydı, ancak şartlar ortada…

Bu durumda benim söyleyebileceklerim, “hayatınızın kontrolü sizin elinizde ve iyi yönetebilirseniz hayal ettiğiniz yaşantınızı kendi kendinize inşa edebilirsiniz” den çok da fazla bir şey olmuyor, hepimiz kendi beyaz kitabımız ile dünyaya geliyoruz ve bu sayfaları nasıl dolduracağımız ise tamamen bizim vizyonumuza, hayallerimize ve çalışmamıza kalmış, ancak bu yolda yapmamız gereken tek şey büyük resmimizi yaratırken detayların içerisinde boğulmamaya çalışarak mümkün olduğunca global yeterliliklere sahip olacak şekilde hayal etmek, hedefleri belirlemek ve bu yolda ilerlemek alt başlıklarından oluşuyor. Ve tabii ki ne yaparsanız yapın önce kendinizi tanımanız gerektiğini vurgulamaktan öteye gidemiyor….

Zaman çok çabuk geçiyor ve içinde dış dünyadan izole olarak bulunduğumuz ailemiz, okul vs. gibi ortamlarımızdan ayrılma vaktimizin hiç gelmeyeceğini düşünürken birden bire o gün gelip çatıyor. O anlara hazırlıklı olabilmemiz için ise yarının, dünyanın her yerinde geçerli kaliteye sahip olanlara ait olacağını hatırlayarak, bugün gerekli aksiyonları almamız gerektiğini unutmamamız gerekiyor bence…

Görüşmek dileğiyle

yazar avatarı
Eyüp Tulûhan Etker
1978 yılında İstanbul'da doğdum ve 2002 yılında Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümü'nden mezun oldum. İş hayatım boyunca perakendecilikten sağlığa, inşaattan bilişim sektörüne kadar birçok alanda çeşitli pozisyonlarda yer aldım. Özellikle iş süreçlerinin optimizasyonu, stratejik karar destek sistemleri ve ERP projelerinde proje yöneticiliği yaparak firmaların büyümesine katkı sağladım. Günümüzde, 20'den fazla sektörde 100'den fazla firmaya danışmanlık hizmeti vererek onların kurumsallaşma ve büyüme süreçlerine destek oluyorum. Ayrıca, Tübitak Mentor Havuzu'nda akredite bir Kobi Mentoru olarak Kobi'lerin inovasyon ve teşvik süreçlerine katkıda bulunuyorum. Aynı zamanda, T.C. İstanbul Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi'nde Bilirkişi ve Uzlaştırmacı olarak da görev yapmaktayım. Deneyimlerimi ve birikimlerimi paylaşmak için bu blogu oluşturmuş bulunuyorum. Sizlerle bilgi, süreç ve teknoloji üzerine ilham verici içerikler paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Taggs: